göz yaşı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
göz yaşı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Kasım 2021 Cuma

10 Kasım'dı

 




İş yerim Kadıköy'de bir sokakta. Bugün bayrakları yarıya indirmek için tüm personel bahçeye çıktık.

Kıpkırmızı güzelliğiyle nazlı nazlı  salınıyordu rüzgarda.

Gözlerimi alamadım bayrağımdan.

İlkokulda da öyleydi..törenlerde bayrağıma bakar, ulusumla vatanımla gurur duyardım.

O zamanlar törenlerde yakalıkların kolalı olup olmadığı  endişesi, ulusu kurtaran büyük insanın acısından öndeydi.

Çocuktum.

Yaş, yaşanılanlar bilinci öyle bir etkiledi ve olgunlaştırdı ki  törenin anlamı  değişti.


Sirenler çalmaya başladığında gözlerimden ip gibi yaşlar süzülmeye başladı. İnsan olarak Atatürk'ü düşündüm. Bir evlat sahibi bir hayat sahibi olamadan kendini ve tüm varlığını  bizlere adayan insanın kararlı yüceliğini... 


Bayrağımın güzelliğini düşündüm ve onu  yok etmeye çalışanları ve Atatürk'ün ardına takılıp  sadece canlarını değil tüm varlıklarını , hayatlarını  feda edenleri....


"İyi ki " dedim "iyi ki hiç sapmadım yolumdan. "İyi ki " dedim "iyi ki  yolunu yolum belledim."

"İyi ki " dedim "iyi ki  bana bu bilinci verecek harika bir ailede büyüdüm."  


Ve ""İyi ki " dedim "iyi ki  Türk'üm! O benim Atatürk'üm!"

Siren çalmaya devam ediyordu.Kalbimdeki derin hüzün balkona ve camlara çıkıp yüzünü  bayrağımıza dönerek saygı duruşuna katılan o güzel insanlara duyduğum sevgi ile keskinleşti. Bir kadının  hıçkıra hıçkıra ağladığını  duydum. Yarıya indirilen bayrağımıza baktım.



Ben, bu 10 Kasım'da daha evvel hiç ağlamadığım kadar ağladım.


Sonra odama çıktım.

CHP Gençlik kollarının hazırladığı bir  video varmış, twitterda gördüm.

Hala açıp açıp ona bakıyorum.

Hala iki gözüm iki  çeşme..




Atatürk'üm..Ata'm...
Duyabiliyorsan bizi..hala burdayız.
Yolumuz belli, gereken neyse ..onu yapacağız.



10 Kasım 2017 Cuma

Atatürk'ü Gördüm



Ben de Atatürk'ü gördüm
Göstermeye de devam edeceğim.

Eskiden gözyaşlarım özlem ve saygıdandı.

Şimdi öfkeden...özlemlerimi,sevgimi, bağlılığımı köreltmelerine de kirletmelerine de izin vermeyeceğim!


3 Ocak 2015 Cumartesi

Onunla Kavga Edemezdim






Kavga edemezdim onunla. hem sevgimin büyüklüğü, hem onun statüsü, hem karakter yapısı müsaade etmezdi . 

Bir inadı vardı (hem de hiç yok derdi o muhteşem kapasitedeki inadına) kırk yılın bir başı tutardı ama tuttu mu tutardı yani.Göze alamazdım onunla inatlaşmayı. Ben daha mı az inattım?Yok, asaletimle alakası yok ;kazandıklarım kaybettiklerime değmezdi hiç bir zaman.

Onunla kavga edemezdim. Gözlerinde tsunamiler yaratırdı öfkesi ama ardındaki kırılmışlığı görürdüm.O bana bağırırken ben onu severdim, ben onu örselerken o beni severdi.Kurallar koyar, taviz vermez,boynumun büküldüğünü görünce kuralları yıkacak bir mantıklı sebep bulup otoritesinden taviz vermezdi.



Onunla kavga edemezdim. İnsan ötesi bir sezgisi vardı.Yalan söylediğimi şıp diye anlar, beni buna pişman ederdi. Öylesine coşkun, öylesine dağlar denizler dolusu , öylesine mavi severdi ki beni bu aşka ihanete elvermezdi gönlüm. Omuzlarıma fındık kadar sorumluluk-üzüntü bırakmaz hepsini kendi omuzlardı.Yorulurdu ama vazgeçmezdi.Tam bir askerdi. Hayata mevzi alır, boşa kurşun atmazdı.Tüm o yüklerin, koşturmacanın,sorumluluğun içinde bir elini benim için boş bırakır,ellerimi bırakmazdı.


Onunla kavga edemezdim.Tüm anılarımın başlangıcında o vardı, miladımdı benim. Zamanı "ondan önce " diye ayırmış, ondan sonra demeye dilimi vardırmamıştım. Ondan sonra olsun istemiyordum, hep onunla olsun istiyordum. Kavga edersek sayılı dakikaları boşa harcar, anılarımızı kirletirdik.Bazen çok üstüme gelir beni gerçekten kızdırırdı, bazen beni deli eder bazen hiç anlamaz bazen çok ağır sözler söylerdi. Karşılık veremezdim içimden geldiği gibi. Sonsuz damlacıklar denizi olan sevgisini içinde saklar öfkesinin yakıcılığını tattırırdı hak ettiğime inandığında. O zaman kâr etmezdi ona karşı gelmek.Elbette mümkündü onu yenmek ama dedim ya, kazandıklarım kaybettiklerime değmezdi. Hiç bir şey onun ışık ışık bakan güzel gözleri kadar etmezdi. Işıltısını söndürmeye kıyamaz,onunla kavga etmezdim.


Hele biri üzsün beni..hele ağlayayım. İmkansız kelimesini tanımaz, yüce dağları düz yol eder önüne reisi cumhur gelse dider yolunmuş tavuk gibi ortaya koyardı. Yoktu benim için yapamayacağı şey. Ağladığımda her göz yaşı tanesinin başında bekleyip avucunun yumuşak sıcaklığı ile silişini hatırlarım.Göz yaşı tuzludur, cildini bozmasın derdi.Her ayrıntısı ile her ayrıntımı severdi.

Ellerinde büyüdüm,gözlerinde büyümedim. Belki bu tanımsız sevgiyle yoğrulduğu için var oluşum, yarım ve koşullu sevgileri kolay benimseyemedim...









Ben sevmeyi onda öğrendim... sevdiklerimi de onun gibi sevdim...



Sevmeyi,sevdiklerime , onun bana öğrettiği gibi öğrettim ve dünya ile barışık, şekille değil var oluşa saygıyla sevmeyi bilen çocuklar yetiştirdim


Elimden başka ne gelirdi ki... ben varoluşumun en başından bugüne onunla hiç kavga etmedim.Sevgisi önümde ardımda duvardı..sadece, yürek yettiğince, çok ama çok sevdim.









30 Kasım 2014 Pazar

Yalnızca Bir Kaç Damla..

Bugün, okuduğum bazı kitaplardan bende iz bırakan cümleleri , paragrafları paylaşmak istedim sadece...

Dickens/Büyük Umutlar:
24/10/2000


  • Bu dünyada hiç birimiz göz yaşlarımızdan utanmamalıyız ; çünkü, katı kalplerimizi çölleştiren kumların üzerine dökülen yağmurlar gibidir göz yaşları.

  • Yeryüzündeki bütün dolandırıcıların içinde en azılıları kendi kendini dolandıranlardır.

  • Mutlu olmayan yuvaların çocukları bir an evvel evlenmeye kalkarlar.





Alexandre Dumas Fils/Kamelyalı Kadın
06/12/2006


  • Gerçekten de günahın yaşlılığı kadar hüzün veren bir şey mi vardır?

  • Eskiler, tüccarlarla hırsızları bir tutmakta ne kadarda haklıymışlar.

  • Ben bir ilkeye inanıyorum yalnız, bu ilke de şu; İyiliği eğitim yoluyla öğrenememiş bir kadının önünde iyiliğe giden iki yol açar Tanrı; hem her zaman böyledir; biri acı biri aşktır bu yolların.

  • Magdadalı Meryem , "Çok şey geçecek eline , çünkü çok sevdin" , diyordu , yüce bir inanç uyandıracak yüce bağışlamaydı işte bu.

  • Kötülük bir hiçten öte bir şey değil , iyiliğin gururunu taşıyalım , her şeyden önce umudumuzu yitirmeyelim.

  • Her şeyin azda olduğuna inananlardanım. Çocuk küçüktür ama büyük adam onun içindedir; beyin daracıktır ama düşüneyi içine alır ; göz bir noktadan öte bir şey değildir ama fersah fersah uzakları kucaklar

  • Onu bağışlamak bana düşer sanıyordum , bugünse bağışlanmayı hak etmediğimi düşünüyorum.


Cengiz Aytmatov/Toprak Ana
21/01/2013


  • Bence gerçek mutluluk bir yaz yağmuru gibi apansız geliyor insana. Farkına varılmadan, yaşadıkça, başkalarıyla kurduğumuz ilişkilerde yavaş yavaş birikiyor, sonra bir yerde toplanıyor.Biz buna mutluluk diyoruz.

  • Düşündüm, bir dal nasıl bir ağacın parçasıysa, bir ananın mutluluğu da halkın mutluluğundan bir parçadır.

  • Savaş olmasaydı karıncalara imrenir miydim acaba?

  • "Halk deniz gibidir" derler. Doğru, derin yerleri de var sığ yerleri de.

  • İnsan ölmeyince umut da ölmezmiş.

  • Genç insana her şey yakışıyor.Kar bile.

  • Anladım ki savaşta tek bir yol var: Savaşmak ve yenmek. Gerisi ölüm.

  • Yeryüzünde yalnız soylu ülküler kalıyor, gerisi silinip gidiyor.

  • İyilik sokakta bulunmaz.İnsanlardan öğrenilir.

  • Mutluluk bir dağ yolu gibidir. Bakarsın tepelere tırmanır, sonra bakarsın aşağıya iner.

  • Söz sıcak demir gibidir. Zamanında söyleyemedin mi soğur taş olur.

  • Benim en azılı düşmanlarım savaşı başlatanlardır.





14 Mayıs 2014 Çarşamba

Soma

Bugün Soma'yız hepimiz
İçimiz kara, gönlümüz kara..yanıyoruz alev alev 
Ne gelir içimden size döktüğüm göz yaşlarından başka
Ne gelir elimden sizi orada bu felaketi yaşamaya mahküm edenlerden nefret etmek ve onlara oy vermemekten, haykırmaktan başka
Bugün günlerden Soma
Bugün acı yüreklerinde vicdanı olanların,kalp taşıyanların,beyni işleyebilenlerin....

Ne gülmek ne gülümsemek yaraşır bugün insan olana
Hepsi kardeşimdi ölenlerin
Hepsi benim o kapıda bekleyenlerin

İçim cayır cayır 
Yukarısı , aşağıdan daha karanlık .......


26 Mart 2014 Çarşamba

Sürgün

Bakakaldım o kısacık satıra
Olabildiğince kısalmış, duygudan yoksunluğa
Gözlerime yaşlar hücum etti yeniden
Sanki isteyerek olmuştum ben giden