ferit edgü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ferit edgü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Kasım 2016 Perşembe

1989


Kitaplardan beni etkileyen-unutmamak istediğim pasajları düzenli not almaya 1989 yılında başlamışım. Dün odama sohbete gelen genç personelle sohbet esnasında laf açıldı o defteri çıkartıp  hatırlamaya çalıştığım bir yere baktım ve kitaplardan yaptığım alıntıların beni etkileyen bilgiler haricinde içinde bulunduğum ruh haline-yaşa bağlı seçkilerden oluştuğunu fark ettim.

Alıntılarım, bana beni seyretme ve hatırlama iznini verdi.

Güzel bir müzik dinletisi ile birlikte(tık) 1989'da yani 18 yaşında iken bana bir baktım da...





Benim savaşım geriye bakış olmaması yolunda. Bizler geçmişin mahkumları değiliz . Bulunduğumuz yerden başlayabiliriz. Bu konuda kınanacak "başkaları" yok.

LEO BUSCAGLİA-KİŞİLİK (Mayıs 1989)

💞💞💞

Bir mesajın hiç alınmaması , onun gönderilmeye değmez olduğu anlamına gelmez

LEO BUSCAGLİA-SEVGİ (Mayıs 1989)

💞💞💞

İnsan tükenir DENİZ tükenmez
Aşk acı,umutsuzluk,coşku vb..
En çok gözlere yansır, gözlerde okunur
Aşklarımı,acılarımı,umutlarımı,coşkularımı
Kimse okuyamıyor artık

FERİT EDGÜ-ÇIĞLIK  (1989)

💞💞💞

İşte sen böylesin Küçük Adam. Kaşık atmayı, kepçe daldırmayı çok iyi biliyorsun da yaratma yeteneğinden yoksunsun. Bu yüzdendir ki sırtına deli gömleği geçirir gibi parmağına evlilik yüzüğü geçiriyorsun

WİLHEM REİCH_ DİNLE KÜÇÜK ADAM (1989)



💞💞💞

İkiye böler yağmuru geceyle yanyana
Ağaç dolaşır durur,yolunu şaşırmış ormanda

MELİH CEVDET ANDAY - TANIDIK DÜNYA (1989)

💞💞💞

İnatçı değilim, gerginim. Kendimi salıvermesini de beceremem.Hem bu da bir müdafaa şekli. Düşünen bir kamışımben

JEAN PAUL SARTRE - UYANIŞ (1989)

💞💞💞

Kaybedecek bir şey olmayınca hayatın idaresi kolay

SİLAHLARA VEDA - ERNEST HEMİNGWAY (1989)

💞💞💞

Hürriyet, savaşmak için bir amaçtır.

EXODUS- LEON URİS (1989)

💞💞💞

Attın beni dünyaya garip kul diyerek,
Noksanını kendin ara bul diyerek
Buldumsa da bir gün,yine çektim Tanrım
Her hasreti ben üstüme bir çul diyerek

BÜTÜN ŞİİRLERİM 2- ÜMİT YASAR OĞUZCAN(1989)

💞💞💞

Ağaç ölür, ormanlar kalır

ÜÇ KAĞITÇI - ORHAN KEMAL (1989)





24 Kasım 2014 Pazartesi

Bulut


Oturdu,üzerinde kirlenmesine aldırmayacağı kadar onunla zaman geçirmiş, yumuşak ve kalın kumaştan bir kıyafet olması hoşuna gidiyordu. 


Herhangi bir tozlu kaldırım kenarıydı,gelip geçen insanların haris duygularını uyandırmayacak kadar zavallı bir köşeydi. Çarpıcı bir güzelliği, akılda kalmayacak fiziksel özellikleri olduğu için de memnundu. 

Tek istediği yaşamaktı ve insanların isteyeceği herhangi bir şeye sahip olmanın onlarla mücadeleyi getireceğini bildiği için net bir şekilde emindi : bunu istemiyordu.




Oturdu yaşamaya devam etti.

Rüzgâr, insanların esirgediği şefkati saçlarının arasında dolaşarak veriyordu cömertçe. memnuniyetle içini çekti.Sadece rüzgârı duyumsadı.

"Bir kuşum.Uçuyorum. Boşlukta süzülmekten duyduğum mutluluktan soluğum tıkanacak gibi" (Ferit Edgü (ÇIĞLIK))

Yorgundu.

Bulutlara dikti gözünü. Özgürlerdi. O kadar kocaman bir hiçtiler ki kütlesel ağırlıkları vardı. Renklerini sevdi. Yumuşak kıvrımlarını, göğü şekillendirişlerini sevdi .


istanbul bulut bulut sevdiğim 

kimi beyaz mı beyaz 

ince, tül gibi 

kimi katran misali kara 

bulutları da insanlarına benzer istanbulun 

inanma sevdiğim, inanma bulutlara (Ümit Yaşar Oğuzcan)







Yaşam ve insanlar önünden akıp geçiyordu.İçinden  bir şarkının hatırlayabildiği iki mısrasını tekrarlamaya başladı mırıl mırıl,sessizce.Düşünüyordu..yorgundu.



Yağsın rüzgâr,essin rüzgâr,
Gidilecek daha çok yol var.
Ama önce uzanıp bir ulu ağacın altına,
Geçsin diye yol vereceğim bulutlara (Hobbit Şarkısı)
Çocukluğunu hatırlıyordu huzurla.Çevresindeki insanlara bakarak onlar hakkında bir şeyler tahmin etmeye çalıştı.Gittikçe artan bir neşeyle sürdürdü bu tahmin oyununu. Bir çoğunun kesişim noktası olduğunu ancak zamanları olmadığından bunu fark edemeden birbirlerinin yanından geçip gittiklerini biliyordu. Yüzlerindeki yarım kalmış duygulardan sıkıldı.Tekrar bulutlara dikti gözlerini. Saçlarını okşayan rüzgârı da yollayan da onlar değil miydi neticede?




Derken sessizce koca bulutlar yüzerek gelir ve aklından geçen her şeyi erçekleştirir. Yüreğinde olanları,rahat olmadığını bilir bulutlar. Senin buralardan uzaklaşmak, uçup bir yerlere gitmek istediğini,kimse tarafından aranmak, kimsenin yapmacık yapmacık "sersem çocuk kayboldu gitti, şimdi nerede arayalım bunu" diye dövünmesini istemediğini de bilir bulutlar. Senin bir yere kaçmaman, kaybolmaman, sadece sırt üstü yatıp bulutları seyretmen için bulutlar aklından geçirdiğin her şekle girer ve seni avuturlar. Bulutlar hep aynıdır ama türlü hallere girerler. Yeter ki sen bil, senin için nasıl görünmek istediklerini... (Beyaz Gemi - Aytmatov)



Bir bulutlara baktı bir de insanlara.
Sonra öldü.
Huzurla, sakince.
Gitti, izlediği şekerpembe bulutun üzerine kondu.
Şimdi özgürdü.
Şöyle böyle hatırladığı o şarkının ezgisini söylemeye devam etti kaldırımdaki bedenine aldırmadan geçen insanları süzmeye devam ederek.



Nihayet iyi bir yaşam başlamıştı onun için ... ama hala biraz yorgundu.