duman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
duman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Haziran 2022 Perşembe

Önemsiz Bir Kadin ve Oscar Wild

 

1.      Hiç bir şey umudun ulaşamayacağı kadar uzak olmamalı.Hayatın kendisi zaten bir umut.

2.     Ateşle oynamanın faydası, oynayanın ucundan bile tutuşmamasıdır.

3.     Yirmi sene süren bir aşk , kadını harabeye çevirir ama yirmi sene süren bir evlilik onu kamu binasına çevirir.

4.     Bir tapınakta herkes ciddi olmalıdır, sadece tapınılan hariç.

5.     Benim kocam bir çeşit borç senedi, sürekli önüme gelmesinden bıktım.

6.     *mauvais quart d'heure(Fr) : Kötü bir onbeş dakika; zorunlu kısa bir deneyim alamında.

7.     Kadınların çok iyi eğitim aldığı  şu günlerde artık hiç bir şeye şaşmamak lazım, tabii mutlu evlilikler dışında.

8.     İnsanların anneleri beni her zaman ölesiye sıkar. Kadınların hepsi de sonunda annesi gibi olur. Bu onların trajedisi.

9.     Bir adam hata yapacak yaşa geldiyse, gereğini de yapabilecek yaşa gelmiş sayılır.

10. Entellektüel genellemeler her zaman ilginçtir ama ahlaki genellemeler hiç bir anlam taşımaz.

11. Vazife insanın başkalarından beklediğidir, bizzat yaptığı değil.

12. Memnuniyetsizlik bir adamın ya da bir ulusun ilerlemesindeki ilk adımdır.

13. Dünya, akıllı adamlar tadını çıkartsın diye ahmaklar tarafından kurulmuştur.

14. Yanıldım! Tanrı'nın tek bir yasası var o da sevgi.

Oscar Wilde sevdiğim bir yazar. Bu kitabını da hayli eğlenceli bulduğumu hatırlıyorum. Kitabı 03.10.2019 Perşembe okumaya başlamışım.


ilk kez 1893 yılında sahnelenen satirik oyunu Önemsiz Bir Kadın, Victoria Devri toplumundaki ikiyüzlülüğü ve yüksek tabakayı eleştiriyor.Önemsiz Bir Kadın, yazarın zenginlik ve yoksulluk, aşk ve evlilik, masumiyet ve erdem konusunda dönemin muhafazakâr zihniyetine karşı tavır alışının dikkat çekici bir örneği olarak nitelendiriliyor.

Oscar Wilde 16 Ekim 1854 yılında İrlanda'nın tanınmış göz cerrahlarından olan Sir William Wilde ve başarılı bir yazar, genç İrlandalı devrimcilere örnek bir şair olan Jane Francesca Wilde'ın ikinci çocuğu olarak Dublin’de doğmuş.9 yaşına kadar evinde eğitim görmüş.Portara’dan mezun olduktan sonra Dublin’de bir koleje kayıt alan Wilde okul yaşamında sıra dışı bir öğrenciymiş.

Okuduğu kolejde çok ünlü olan Berkeley altın madalyasını kazanmış. Oxford Üniversitesi Magdalen kolejine tam burs kazanmış ve kaydını yaptırmış. Edebiyatın ilklerinden olan hayatı sanata yaklaştırmak estetik akımının bir parçası olmuş.Estetizm hareketleri ile tanınan Oscar Wilde saçlarını uzattı ve odasını papatya, lale ve orkide gibi çiçeklerle dekore etmiş. Wilde’ın giyim tarzı eleştirilerin odağını olmuş. 1879 yılında Wilde Londra’da estetik dersleri vermeye başlamış.

Dublin'deki heykeli

Oxford’dan mezun olduktan sonra Florance Balcomb ile tanışacağı yer olan Dublin’e yerleşmiş. Fakat Florence, yazar Bram Stoker ile nişanlanınca Oscar, ona İrlanda’yı terk edeceğini yazmış.1878’de İrlanda’dan ayrılmış ve buraya küçük ziyaretler gerçekleştirmek için, sadece iki kez dönmüş. Sonraki altı yılını ParisLondra ve ABD’de geçirmiş.Londra’da kraliçenin danışmanlarından olan Horace Lloyd’un kızı Constance Lloyd ile tanışmış. Wilde ve Lloyd 29 Mayıs 1884'te Paddington, Londra’da evlenmişler Çiftin bu evlilikten iki çocukları oldubu evlilikten iki çocukları olmuş: Cyril (1885) ve Vyvyan (1886). Babalarının yankı yaratan davasından sonra Constance ve çocuklar Holland soyadını almışler.. 

Oscar Wilde İngiltere’ye döndükten sonra Pall Mall gazetesinde köşe yazarlığı yapmaya başlamış. Bu gazeteden sonra Womans Worl dergisinin editörü olmuş.

Yaşamının büyük bir bölümünde sosyalizm desteklemiş.Özgürlüğe olan düşkünlüğünü Liberty şiiriyle  açıça ortaya koymuş.

Şiirin bulabildiğim en iyi çevirisi şu şekilde :

Donuk gözleri olan çocuklarını sevdiğimden değil

Kendi sevimsiz kederlerinden başka bir şey görmezler,

Akılları hiçbir şey bilmeyen, bilmek umurunda olmayan,

Ama senin Demokrasilerin kükremesi,

Senin Terör saltanatların, senin büyük Anarşilerin,

Deniz gibi en çılgın tutkularımı yansıt,

Ve öfkeme bir kardeş ver——! özgürlük!

Bu uğruna sadece ahenksiz çığlıklar at

Sağduyulu ruhumu memnun et, yoksa tüm krallar olabilir

Kanlı budak veya hain toplarla

Ulusların haklarını ihlal etmelerini sağlayın

Ve hareketsiz kalıyorum - ve yine de, ve yine de,

Barikatlarda ölen bu Mesihler,

Tanrı biliyor ki bazı şeylerde onlarla birlikteyim.


Cinsel kimlik açısından pasif bir eşcinselmiş. Lord Douglas ve Alfred Taylor ile olan ilişkileri basında yer almış. Dönemin aktörü Charles Brookfield’in yardımı ile polisler suçlular ile olan ilişkisini açığa çıkarılmış ve dava açılmış.

Dava büyük ses uyandırmış tabii Oscar Wilde büyük bir ahlaksızlık suçu nedeni ile iki yıl kürek hapsine mahkûm edilmiş. Hapis hayatında oldukça zor zamanlar yaşayan Wilde hayatının kalan üç yılını parasız olarak geçirmiş.

Hapisteyken kalem dahi verilmeyen Wilde’ın isteği sonralardan kabul edilmiş Hapiste iken Douglas’a 50.000 kelimelik bir mektup yazmış ama gönderememiş. Ölümünden sonra mektup kısaltılarak yayınlanmış.(Oscar Wilde’ın Mektupları )

Wilde, 30 Kasım 1900'de menenjitten ölmüş. Ölmeden hemen önce rahip Cuthbert tarafından Katolikliğe tekrar kabul edilmiş. Ölürken otel sahibi ve papaz yanındayken ünlü "Ya duvar kağıdı gider, ya ben." sözünü söylemiş Vefatının ardından Cimetiere de Bagneur mezarlığına gömüldüyse de, daha sonra yine Paris’teki ünlü Pere Lachaise’e taşınmışve Sir Jacob Epstein tarafından tasarlanan ve üzerinde erkek melekler olan mezartaşının altına gömülmüş.Mezarı hayran öpücükleri ile kaplı :-)

Bugünün şarkısı sonradan bile anlaşılamayanlara gelsin :)




 

29 Mart 2016 Salı

Yangın Vaaaaarrr!!!

Yangın var  sabahın köründe ürkütücü bir nida olsa da sevecen bir anıya dönüşmesi muhtemel. bugün anlatacaklarım tam da buna uygun bir yaşanmışı içeriyor.

Selin,Mersin'de okul grubuyla


Selin,Mersin'de Avrupa Gençlik Parlemantosunun Tarsus'ta düzenlediği 2016 Eğitim Forumu'nda idi 4 gündür. Gece geç geldi, uçağı rötar yapmış. Geç yattık, uyku artık iki çocuğum da kanadımın altında olduğundan huzurlu ve tatlıydı.

Sonrası  komik.

Önce telaşlı koşturmalar ve patırtılar duydum. Birileri bizim zile bastı. tek gözümü açıp "ya deprem oldu ya yangın var " diye düşündüm. Diğer doğal afetleri hatırlamaya çalıştım çünkü olasılıkları sağlıklı değerlendirip biraz daha uyuma şansım var mı onu  anlamaya çalışıyordum. Sel..olmaz, 4. kattayız.Uyurum yani. Hortum..cıks.Başka? Derken ayıldım ve yataktan fırladım. Eşim kapı değiliğinden bakıp sabahın esselatında kapıyı kimin çaldığını  anlamaya çalışıyor(uyku sersemi ve panik anı insanlar inanılmaz komik olabiliyor yemin ediyorum). Alt komşumun panik içindeki sesi herkesleri sokaa  döktü pijamasıyla. Ben çocuklar tuvalete gidin dedim, paltomu giydim, cep telefonumu ve el çantamı alıp çıktım. Merdivenler yoğun ve ağır bir duman ile kaplıydı.Nefes alınacak hal yoktu ve elektrikler kesilmişti. Cep telefonunun fener özelliğini açıp aşağı indim.Tüm komşular çoluk çocuk pijama ile sokaktaydık. 

Apartman girişindeki elektrik panosu tutuşmuş. Sokak dar, itfaiye giremiyor.

Sabah namazına kalktığı için yangını fark edip büyümeden müdahaleyi sağlayan kahraman komşumun 12 yaşındaki oğlu itfaiyeyi aramış hemen.Eğitimin önemini düşündüm dalgın dalgın Gökdeniz'i süzerken. Dikkatle itfaiye görevlisini izliyordu. Memleket, eğitimle kurtulacak, önemli anlarda google açıp bakılamayacak. Şu Allah'ın cezaları bi gitse de işimize, yolumuza baksak dedim sıkıntıyla. Eğitimli, aydın beyinlerin önemini düşündüm hala gözlerim Gökdeniz'de. Çölü anlamak için kum tanesini anlamak yeterli değil mi? Bize Atatürk ilke ve inkılapları ile aydınlanmış çocuklar lazım.



Neyse, sonra komşulara baktım. Alt kata birileri taşınmıştı 1-2 ay önce. Onların yanına gittim tanıştık filan. Nehir'e "ilk defa beş dakka daha anne" demeden kalktın, bundan sonra seni hep böyle uyandıracağım " dedim , o da panikle "sakın ha" diye feryat etti. Sonra birden olaya yeni vakıf olmuş gibi "yangın çıktı okul yok bugün ha?" dedi umutla. ben bastım kahkahayı tabii. Ben kahkaha atınca Selin "beni buraya kim hangi ara indirdi" diye sordu  uykulu uykulu. E doğallığı ile Nehir  ve ben bu sefer de ona gülmeye başladık. Nehir'in iki omuzu bir araya geldi sabah serini üşüdü. Aldım onları sokağın başındaki börekçiye götürdüm. Sabah sabah beklenmedik ziyafetle coştuk biz ama börekçi pijamaları ile gelen  bu erken ziyaretçilere biraz hayretle bakmadı diyemem.

vallahi bizim sokak başındaki börekçinin fotosunu buldum :-)

Aile olmak güzel şey. Çocuklarım birer anı kazandı yıllar sonra "yavv sahiden unutmuşum, bi gün var ya..." diye anlatacakları. Annelerinin kahkahalarla güldüğü, babalarının  darmadağınık saçları ile sokak ortasında onlara şefkatle gülümsediği bir yangın sabahı. Komşularını hatırlayacaklar çığlık kıyamet  kapı çalışındaki sevgi , benimseme ve sorumluluğu. Börekçiyi hatırlayacaklar pijamalara bakmamaya çalışarak çay verişini. Sonra, diğer her şey gibi bunların da çabucak ardımızda kalışını...

Yaşamak güzel şey, önden haber vermiyor hayat yaşanacakları. eviniz huzurunuz yuvanız güveniniz birden gidebiliyor elinizden. Sabah balkona çıkıp çiçeklerimi sulayayım gibi sıradan bir cümle bile aslında ne çok şeye sahip olduğunuzun özeti olan bir anlatıma sahip. kaybetmeden kıymet bilmeyi hatırlıyor insan. Eve dönüp akşam yine yorganıma sarılıp yumuşacık uyuyabileceğimi bilmek beni mutlu kılıyor. Sevdiklerimin zarar görmemiş olması, mutluluğumun ve şükrümün başkalarının da mutluluğu ile paralel gidebilmesi beni  daha mutlu ediyor.

Şükrü bilmek güzel şey. Sabahın köründe çığlık kıyamet sokağa döküldük ama erken müdahale bir sürü yaşamı kurtardı. Mevsim kara kış değil bahardı.Tanıdığımız bildiğimiz insanlarla, şehrin merkezinde her şeye yakınken sokaktaydık. Döndük evimize girdik.Yangın çıktı ama havaya uçmadık. 

Sadakaya inanırım ben. Az sadaka çok bela savar, şaşmaz inançlarımdandır. Şu "askıda ekmek" olayı var ya. Kolay kolay es geçmem. sabah onu düşündüm. O ekmeklerden en az bir tanesi "Allah razı olsun" diyene gitmiş olmalı.

Sevgiye inanırım ben.
Sizlerle olmak güzel...Bu satırları okuyan güzel insan: mutlu baharların olsun...sevgiyle yaşanan.
Çakılsız , uzun yolların olsun sonu aydınlığa ulaşan..